Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap, “Covid-19’a çare” olarak lanse edilen “Dornaz alfa” isimli ilacın virusu durdurmak gibi bir özelliğinin olmadığını vurguluyor. Geçen haftaki sokağa çıkma yasağı öncesi yaşanan panik ve izdihamın sonuçlarını önümüzdeki hafta görmeye başlayacağımızı aktaran Azap’a göre Türkiye’deki en büyük hata, sokağa çıkma yasağının ilan ediliş şekliydi. Sağlık alanındaki en büyük hata ise testlerin verdiği sonuçların kesin olduğuna inanmaktı. Azap “süreç uzayabilir ama bu, kaybedilmiş değil, kazanılmış zaman olarak görülmeli” diyor ve uyarıyor: “Eğer sosyal mesafeyi korumazsanız, el temizliği ve solunum hijyenine dikkat etmezseniz ve insan hareketlerini tamamen serbest bırakırsanız istediğiniz kadar güçlü bir sağlık sisteminiz olsun bu salgınla asla baş edemezsiniz.”
Bazı felaketler, tıpkı COVID-1 salgınında olduğu gibi “medya starlarını”, şöhret tutkunlarını, felaket tellallarını da beraberinde getiriyor. Kimisi çıkıp rüyasında sumağın kurtarıcı derman olduğunu söylüyor, panik halindeki kitleler aktarlara saldırıyor. Kimisi çıkıp hiçbir klinik test yapılmamış olduğu halde elinde reçeteyle sosyal medyada “kesin çözüm bu ilaç” diyor, panik haldeki kitleler ecza depolarına saldırıyor. Kimisi çıkıp panik halde ve her “umuda” sarılmaya hazır kitlelerin bihaber ama tıp dünyasının zaten bildiği yöntemleri “icat” olarak müjdeleyip kahramanlık destanları yazıyor. Süreci yönetebilecek bir iktidar yapısı olmayınca, ortalık böylelerine kalıyor işte.
Yine de panik yerine frene basıp meseleye soğukkanlılıkla yaklaştıkça, bilim dışı söz ve eylemler hükmünü yitiriyor. Türkiye’nin COVID-19 epidemisiyle imtihanının en yakın tanıklarından, Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Alpay Azap da bunu salık veriyor: “Tedbiri elden bırakmayalım ama panik de yapmayalım.” Yoğun mesaisi sırasında bize uzun bir zaman ayıran Azap’a kulak verelim…